Enerji Tüketiminde 1 Türk 4 Japona Bedel!
Dünyada gelecek 15 yılda enerji talebinin yüzde 50 artacak olması, alternatif enerji kaynaklarının henüz ekonomik olmaması, artan talep nedeniyle enerji fiyatlarının hızlı bir tırmanışa geçmesi ve küresel ısınma nedeniyle ekolojik dengenin alarm vermesi, tüm dünya ülkelerini olduğu gibi ülkemizi de olumsuz yönde etkiliyor. Enerji tüketiminin bu
Dünyada gelecek 15 yılda enerji talebinin yüzde 50 artacak olması, alternatif enerji kaynaklarının henüz ekonomik olmaması, artan talep nedeniyle enerji fiyatlarının hızlı bir tırmanışa geçmesi ve küresel ısınma nedeniyle ekolojik dengenin alarm vermesi, tüm dünya ülkelerini olduğu gibi ülkemizi de olumsuz yönde etkiliyor. Enerji tüketiminin bu şekilde devam etmesi durumunda, çok değil, 2020 yılında fosil yakıt rezervlerinin yarısının tükenmiş olacağı tahmin ediliyor. Türkiye, enerjiyi OECD ülkeleri ortalamasına göre 2 kat, Japonya’ya göre 4 kat daha verimsiz tüketerek bu kötü senaryoya olumsuz katkıda bulunuyor. Oysa Türkiye, 2020 yılındaki birincil enerji talebini en az yüzde 15 azaltabilecek potansiyele sahip ve bu potansiyel, 2005 yılı fiyatlarıyla yılda yaklaşık 16,5 milyar YTL tasarruf anlamına geliyor. Ülkemizde kömür, petrol, doğalgaz gibi yenilemeyen ve su, jeotermal, rüzgar, güneş enerjisi gibi yenilebilir enerji kaynaklarını ifade eden birincil enerji kaynaklarının tüketimi, 2006 yılında 99,6 MTEP (milyon ton eşdeğer petrol) düzeyine ulaştı. 2020 yılında ise 2006 yılına göre; sanayide 2,5 kat, binalarda 2 kat ve ulaşımda 2,3 kat daha fazla enerji tüketileceği öngörülüyor. Bununla birlikte mevcut politikaların devamı halinde kişi başına karbon dioksit emisyonunun ise 2,3 tondan 4,8 tona çıkması bekleniyor. Dünyada artan enerji talebinin karşılanabilmesi için 2005–2030 yılları arasında, 20 trilyon doları aşan yatırıma ihtiyaç duyuluyor. Enerji üretiminden kaynaklanan karbon dioksit emisyonunun 2004–2030 yılları arasında yüzde 55 artacağı gerçeğine karşılık uzmanlar, enerji verimliliği tekniklerinin geliştirilmesi ile bu artışın yüzde 80 oranında azaltılabileceğini öngörüyor. Dünyadaki bu gelişmelerin ülkemize yansıması konusunda, binalarda enerji verimliliğine yönelik toplum bilincinin artırılmasını hedefleyen enverIPAB Projesi yürütücüsü Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü (EİE) Proje Müdürü Sebahattin Öz, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Öz, 2020 yılı enerji tüketim projeksiyonlarına göre; Türkiye’de enerji maliyetleri ve tasarruf potansiyeli incelendiğinde, talebi karşılayacak elektrik üretim tesisleri için yatırım maliyetinin 72,5 milyar YTL, iletim ve dağıtım şebekelerinde gerçekleşmesi gereken yatırım maliyetinin ise 11 milyar YTL olduğunu açıkladı. Öz, 2008 yılı enerji talebinin karşılanabilmesi için net enerji ithalatının 46-47 milyar dolar olacağının tahmin edildiğini de belirtti. Öz, enerji verimliliği ile sağlanabilecek tasarrufa dikkat çekerek, binalarda yüzde 20 ve ulaşımda yüzde 15 tasarruf sağlanırsa, yılda 6 milyar dolarlık petrol ve doğalgaz ithalatının gerçekleştirilmesine gerek kalmayacağının altını çizdi. Binalarda tüketilen enerji, toplam enerjinin dörtte birini oluşturuyor ve alınabilecek basit önlemlerle enerjiyi verimli kullanmak mümkün... Ülkemizde birim milli gelir başına tüketilen enerjinin 2020 yılına kadar en az yüzde 15 azaltılması sayesinde, aynı miktarda enerji ile daha fazla üretimin önü açılacak, enerji yatırım ihtiyaçları ve ithalat bağımlılığı azalacak. Ayrıca küresel ısınma ile mücadeleye katkı sağlanarak gelecek kuşaklara daha yaşanabilir temiz bir çevre bırakılmasına olanak tanınacak. |
-
Sayın Öz sağduyu ve sorumluluk sahibi biri olarak güzel düşüncelere sahip. Umarım yazılı ve görsel basın aracılığıyla bu düşüncelerini hiç vakit kaybetmeden toplum bilinci oluşturmak ve bu bilinci yerleştirmek için harekete geçirir. Milletimizin bu boşvermişliği de sona erer... YANITLA