strong>Böylesine geniş bir portföyü idare etmek zor değil mi, sıkıntıları nasıl aşıyorsunuz?
Normal şartlar altında çok zor; ama sistemli çalıştığımız için bir zorlukla karşılaşmıyoruz. Doğru sistemle çalıştığınız zaman, beş yüz profil olması ile beş bin profil olması arasında fark yok. Alpsan geçtiğimiz yıllarda, kendi yapılanmasında büyük değişikliklere gitti. 2003 yılında, yaklaşık 9-10 aylık ciddi bir çalışmanın sonucunda İSO belgesini alarak, kurumsallaşma yönünde çok büyük bir adım atmıştık. Çok iyi bir sistem oluşturduk; müşterimiz, bizden 3 sene önce aldığı profilin içersindeki alüminyum hammadde oranlarını, hangi vardiyada kim tarafından basıldığını, kalite kontrolün kimin tarafından yapıldığını bile öğrenebilir. Ama ondan daha büyük bir adımı, 2011 içerisinde attık ve bir yönetim danışmanlığı şirketiyle çalışmaya karar verdik. Firmamız son beş yılda, her yıl ortalama yüzde 30 civarında bir büyüme gerçekleştiriyor. Nasıl ki teknolojik gelişmeleri takip edip iyileştirip düzeltiyorsanız, aynı şekilde firmanın yapısını da bu şekilde güncellemeniz gerekli. Büyüme ve gelişme tek yönlü olmaz. Bir yönetim danışmanlığı şirketiyle çalışarak, büyümemizin sadece cirosal veya üretim anlamında değil, aynı zamanda yönetsel alanda da gelişmesini sağladık. Bu bağlamda, yaklaşık 26 yıldır kullandığımız logomuzda da değişikliğe gittik.
Tamamen sipariş üzerine mi çalışıyorsunuz?
Sipariş üzerine çalışıyoruz, çünkü bu kadar çok kalıp olunca (beş bin kalıp) hangi müşteriden nasıl bir talep gelecek bilemiyorsunuz. Sadece yaz aylarında çok fazla giden ürünler oluyor; örneğin küpeşte olarak tabir ettiğimiz korkuluk profilleri. En çok giden boru profili ve tek çeşit olduğu için, yaza hazırlık olsun diye biraz stokluyoruz.
İhracat profilinizi nasıl oluşturdunuz? Avrupa, sıkıntılı günler geçiriyor; bu anlamda ne gibi önlemler alıyorsunuz?
İhracatımızın neredeyse yüzde 85’ini Avrupa’ya, Avrupa’da da yüzde 80’ini Almanya’ya gerçekleştiriyoruz. 2009 krizini hasarsız, küçülmeden atlatabilen fabrikalardan biriyiz ve bunu da Avrupa’ya, Almanya’ya yaptığımız ihracata borçluyuz. O dönem, satışlarımızı ciddi oranda arttırdığımız yıllar oldu. Ama elbette yumurtaları farklı sepetlere koymak için yeni pazarlar bulma düşüncemiz de var; 2012’de Afrika pazarına açılma düşüncemiz de bunun bir göstergesi. Şu anda Cezayir’de bir satış gerçekleştiriyoruz. Onun dışında Kongo’ya ihracatımız var. Güney Afrika’da bir fuara ziyaretçi olarak katılmıştık; o dönem çok cazip gelmemişti, ama şimdi tekrar masaya yatırdık.
|